Reiki ve dini ritüeller

  • 14 Ocak 2019
  • 2

Sanılır ki, dini vecibeleri yerine getirmek insanı cennete götürür. Gereklidir ancak yetmez tabii ki.. Hiç bir bedel ödemeden Yaratıcı tarafından bize verilenler, sahip olduklarımız, hayat, zeka, bedenin her bir mucizevi organları, bilinç, aldığımız her bir nefes gibi saymak ile bitiremeyeceğimiz, havsalamızın alamayacağı kadar.. her an şükran ve minnet duyguları içerisinde olmamızı gerektiren, bize lütuf edilenler karşısında 7/24 ibadet etmek bile, karşılığı ödemek açısından bir zerre bile değildir. Aslen, bütün bu ritüeller bir anlamda insanoğlu için kusursuz bir kullanım klavuzudur. Yaratıcı, yarattığını ve onun ihtiyaçlarını, nasıl kullanılması gerektiğini en iyi bilendir. İşte dini vecibeler, ibadetler diye adlandırdığımız şeyler de insanoğlunun yaratılış formu için en ideal yaşam biçimini bizlere öğretir.
Minik bir örnek olarak; hani enerjisel tüm seanslarda, ”manevi ve enerjitic korunma” için en iyi yol olarak, fizik bedenin hatları belli olmayacak şekilde örtülmesi, değilse başın omuza kadar örtülmesi, o da mümkün olmuyorsa en azından taç çakranın örtülmesini öneriyoruz ya.. Burada örtünün dini bir sembol olmadığını, örtünmenin insanın doğasının gereği, olmazsa olmaz ihtiyaçlarından biri olduğunu anlamamız gerekiyor. Tüm ilahi öğretilerde yaşam tarzı olarak öğrendiğimiz her şeyin insanoğlunun yaşamsal ihtiyaçlarını kusursuz bir şekilde karşılayan yol haritaları olduğunu görüyoruz. Bunları gündelik hayatımızda kullandığımız zaman farkında olmadan da olsa inanılmaz kazanımlar elde ediyoruz.
Aynı şekilde, şifa enerjileri ile yapılan tüm çalışmalarda, fizik ötesinde çalışıldığı için tüm çakraların hafif bir örtü ile örtülmesi önerilir. En iyi topraklanmalardan birinin boy abdesti almak, en azından normal abdest ile el, ağız, burun, kol, kaş, ense ve ayakların yıkanması olduğunu deneyimliyoruz. Ve yine bedenin 7 noktasının aynı düzlemde bir süre beklemesi (secde) nin topraklanmanın tüm boyutlarda gerçekleştiği gibi .. Namaza başlarken odaklanılmış bir niyetin ardından baş parmak uçlarının kulak memelerine yaklaştırılması ya da dokundurulmasının el ve kulak refleks noktalarından (taç çakra sinir uçlarının) buluşturulması, ayaktayken kadının ellerinin tümus çakrada olması erkeğin ellerinin sakral çakrada olması, eğilirken ya da diz üstünde otururken ellerin diz kapaklarında olması gibi.. daha binlerce uygulama şekilleri bizler için günümüz bilim dallarının henüz çözmeye başladığı konularda bizlere tüyolar verir. Bunları uygulamak ile farkında olmasak da bizim için fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlığı getiriyor. Bağlı olarak, doğru duygu, düşünce ve davranış alışkanlığı kazanılıyor.
Yaşamın her alanında bu kazanımları değerlendirirken, özellikle şifa enerjilerinde fizik ötesinde çalıştığımız için -yolumuzu şaşırmadan- en kestirme yolda devam etmemize olanak tanıdığı için bu ilahi öğretileri hayatımızın her alanına yerleştirmemizin önemini anlayabilme farkındalığı ile yaşayabilmek dileği ile ..
h.makam