(Dil-den söyleyip, kalp-ten onaylayarak)
BAŞLARKEN :
BİLİP YA DA BİLMEDİĞİM TÜM HASTALIKLARDAN ve ŞERRLERDEN, ŞİFANIN TEK SAHİBİ OLAN ALLAH’A SIĞINIRIM.
NİYET :
ŞİFAYI VEREN ALLAH’IN İSMİ, İZNİ VE RIZASI İLE … NİN ŞİFALANMASINA KANAL OLMAYI DİLİYORUM.
.. sadece cümle olarak değil de, eğer tam olarak kalpten geliyorsa ve tam bir inanç ile Yaratıcı’nın korumasına sığınmış iseniz, sadece ALLAH demeniz bile yeterlidir aslında.. Ama içerisinde ‘acabalar’ var ise, yapabileceğiniz tüm korunma teknikleri boşa çıkacaktır. Bunun yolu ise; yaparken, sonuçlarını gördükçe daha çok ve şüphesiz inanmak 😉
Negatif enerjilerin etkisi altında kalmış kişilere dahil, herkese Reiki uygulayabilirsiniz ama uygulanan kişi negatif güçlü enerjilerin etkisi altında ise daha sıklıkla ve düzenli olarak uygulanması gerekir. Bunun yanında, amaç hiç bir zaman büyüyü çözmek ya da ortadan kaldırmak olmamalıdır, bu yapılmaya çalışıldığı zaman şifacı kişi ehil değilse zarar görebilir. Başka şeyleri düşünmeden sadece İlahi olan Şifa enerjilerine kanallık etmek ve faydasını Yaratıcı’nın kendisinden dilemek, gerisini sadece ve sadece O’na bırakmak, razı olmak, olası her sonucu şükran ve minnet duyguları ile karşılamak.
Burada önemli bir konu daha; yardım istenecek ve dilenecek sadece ve sadece Allah’tır. Ne melekler, ne üstadlar ne de enerjiler.. Onların hepsi şifaya araç kılınması için Allah’tan istenebilecek sebepler, araçlardır.. Şifacının niyetindeki hitabında tek muhatabı Allah’tır. Hitabın muhatabı olarak örneğin, Meleklerden isterseniz, O muhatap (emri sadece Allah’tan aldığı için) sizi takmaz, inanın.. Boş kalan o muhatap kapısından da nelerin ve hangi bilinçlerin, hangi enerjilerin gireceğini hiç bilemezsiniz. Virüs gibi yayılırlar enerji bedeninize. Ve siz, artık şifacı olmaktan çıkmışsınızdır, Şifa uygulayayım derken başka enerjilere hizmet etmeye başlarsınız. Siz ve enerjisel bağ kurduğunuz insanlara da yayarsınız negatif bağlantıları. Onun içindir ki; şifacı olan ya da kendisinin artık şifacı olmadığının, başka enerjilere hizmet ettiğinin dahi farkında olmayan ve bir türlü kendi hayatlarını şifalandıramayan, düzene sokamayan insanlar ile çevrelenmiş durumdayız.
Bolluk enerjilerinin esası, kişinin bu konudaki duygu, düşünce ve davranış şekillerini olması gerektiği yönde yeniden yapılandırmaktır. Daha açık ve sade bir dil ile; bolluk enerjileri, insanı maddi konularda umursamaz yapar, bolluk enerjisini alan kişi, bu konuyu hiç önemesememeye başlar, yaptığı her işte motivasyonu yükselir ve yapabileceğinin en iyisini yapmaya başlar, başarısını önceden görür ve kendine son derece güvenir, inanır. Gerisini düşünmez bile.. Tüm sürecinde her zaman şükran ve minnet duyguları ile hareker eder. Her anın değerini bilerek, verimli bir şekilde keyif ile yaşar.
Usui Reiki dahil, bilinen ve henüz bilinmeyen tüm şifa yöntemleri ‘ŞAFİ’ esmasının tecellisi içerisinde barınır. ‘Şafi’ esması, tıbbi, bitkisel, mineral, ışın, ozon, enerji vs. tüm şifa yollarını kapsıyor olsa da, enerjisel şifa seanslarında, nokta atışı yapmak için özele indirgemek daha iyidir.
Örneğin; bir benzetme ile, ŞAFİ > İLAÇların tamamına verilen isim ise, reiki ya da başka bir şifa sistemi özel bir durum için ağrı kesici veya anti biyotik vs. olduğunu varsayalım.
Eczaneye gittiğimiz zaman eczacıya, ”bana ilaç ver” demiyoruz, ilacın özel ismini söylüyoruz, değil mi?
Tabii ki burada şifacının İlahi bağlantıya teslimiyeti de önemli bir konu, ŞAFİ deyip de Allah’tan istenen özel etkisini eğer Allah hemen veriyorsa o kişiye, yani şifacı olan kişi manevi olarak bu kıvama gelebilmişse o zaman özel enerjilerin isimlerini söylemeye ya da uyumlanmış olmaya bile gerek yok .. Şifacılığın Temel Tekniklerini öğrenip, şifa uygulama konusunda ustalaştıktan sonra, diğer özel enerjilerin adını anmadan da, kişi öncelikle kendisine ve iyice arınmış hale geldikten sonra da başkaları için iyi bir şifacı olabilir.
Reiki de aynen tıp ilmi gibidir, sadece araçtır. İnancımıza göre; İçerisinde şirk olmayan her eylem mübahtır. Açalım biraz..
Birisi, şifaya araç olarak Reiki uygular, teslimiyet içerisinde Şifayı Allah’tan bekler.
Diğer biri kişi( tıbbi hekim) ise, tıbbi olarak kanserin tedavisini keşfetmiştir, Allah ı aradan çıkarır, ben buldum der..
bu iki eylemi kıyaslayalım.
Burada ne yapıldığı önemli değil, kalpteki önemli..
Kanserin tedavisini keşfeden hekim eğer, Allah’ın verdiği nefesi, hayatı, aklı, bilinci, sağlığı, bedeni ve sonsuz lütufları unutup da ”ben yaptım” diyen bilim adamı ise şirktedir, yani Allah ile kendisini eş tutmuştur.. Reiki uygulayıcısı için de aynı şey geçerli, Reikinin kendisi değil uygulayıcının bakış açısıdır önemli olan..
Önceki şifa yöntemleri Peygamber(sav)e sorulduğunda, ‘Bakın içerisinde şirke götüren şeyler varsa uzak durun yoksa uygulamaya devam edin’ der. Reiki (evrensel yaşam enerjisi) su gibi, hava gibidir, olmazsa olmazımızdır. Nasıl ki doğal olarak yağan yağmur tarlaları bahçeleri suluyorsa, evrensel yaşam enerjisi de tüm canlıları enerjisel olarak besliyor. Yağmur suyunun barajlarda biriktirilerek, sulama kanalları ile tarla ve bahçelere aktarıldığı gibi, evrensel yaşam enerjisi ile şifaya kanallık etmek de aynen böyledir. Ancak malesef insanlar şifacılığı öğrenirken, evrensel yaşam enerjisi ile hiç bir ilgisi olmayan, hatta enerjileri kirleten bir yığın uygulamalara merak salıp yoldan sapıyorlar, sapkınlığa kadar giden yöntemlerin kurbanı olabiliyorlar. Saf ve temiz olan reikinin günahı ne burada :))